Türkiye, zengin kültürel mirasıyla her biri kendi özgün düğün adetleri ve geleneklerine sahip çeşitli yörelere ev sahipliği yapmaktadır. Bu muhteşem ülke, Anadolu'nun mistik dokusunu, Ege'nin sıcaklığını, Karadeniz'in neşesini ve Akdeniz'in coşkusunu bünyesinde barındırır. Her bir bölgenin düğün adetleri ve gelenekleri, köklü geçmişten günümüze aktarılan özel ritüeller ve kutlamalarla doludur. Bu blog yazısında, Türkiye'nin farklı yörelerinde düğünlerde gerçekleşen benzersiz adetleri keşfedeceğiz. Her bir yöre, geleneksel kıyafetler, müzikler, danslar ve yemeklerle düğünleri unutulmaz bir deneyime dönüştürürken, aynı zamanda bölgenin kültürel ve tarihi özelliklerini de yansıtmaktadır.
Yörelere göre değişen Türk geleneklerini ve merak edilenleri sizin için mercek altına aldık. Düğünün gelenek ve göreneklerimizden izler taşısın istiyorsan bu yazı tam sana göre!
Birçok bölgede adetler ve gelenekler unutulmaya yüz tutmuş olsa da doğu yöresinde gelenekler düğünler aracılığı ile yaşatılmaya devam ediyor. Bugün hala gelin evlendikten sonra yeni evine girmeden mutlaka kapı eşiğinde testi kırıyor. Bu, evlerinin bereketli olması ve evliliğin ömrünün su gibi yolunda gitmesi için iyi dilekleri temsil ediyor.
Adana uzun süren düğünleri ve ilginç düğün gelenekleri ile meşhur bir ilimizdir. Düğünden bir gün önce damat evine büyükçe bir bayrak asılır. Bayrak o evde düğün olduğunu temsil eder ve bayrak asıldıktan sonra davul ve zurnalar çalmaya başlar artık düğün de başladı demektir. Halaylar ve danslar erkek evinin önünde başlar, kız evinin önüne kadar devam eder. Kız evinin önüne gelindiğinde davul, zurna ve danslar daha da coşku kazanır, kurban kesilir, karakucak güreşleri yapılır. Adana düğünlerinin en belirgin adetlerinden biri de damada yedirilen tatlıdır. Tatlı tepsisinin içine bir tane altın koyulur ve damat o altını bulmaya çalışır. Kına gecesinde, kınacı cezası denen oyunlar damat üzerinde yapılır. Ağaçta ki yumurtayı vurması söylenir, kolundan su dökerler, ceketini ters giydirirler, belinden ip bağlayıp asarlar erkek tarafıysa hepsine hoşgörülü davranmalıdır. Tabi böyle gelenekler içinde büyüyünce başına neler geleceğini bildiğinden damat bey de hoşgörülü olacaktır.
Adana'nın kendine özgü mutfağından kaynaklanan bir düğün adeti de "yağda ekmek oyunu" olarak bilinir. Düğün merasiminde gelin ve damadın üzerine sürülen yoğurt ve yağlı ekmek, çiftin bereketli bir birliktelik sürdüreceğine inanılır. Bu oyun, aynı zamanda gelin ve damadın birbirlerine olan sadakatini ifade etmelerini temsil eder.
Diyarbakır düğünleri, geleneksel ve zengin bir kültüre sahip olan şehrin karakteristik özelliklerini yansıtan ilginç adetlerle doludur. Bu adetler, hem gelin ve damadın birlikteliğini kutlamak hem de aileler arasındaki bağı güçlendirmek amacıyla gerçekleştirilir. Diyarbakır düğünlerinin vazgeçilmez bir parçası olan "çeyiz alayı", gelin evinden düğün salonuna taşınma anını simgeler. Bu alayda, gelin ve damadın yakınları, zengin ve gösterişli çeyizleriyle birlikte şehir sokaklarında coşkuyla yürürler. Gelin evden çıkarken Gelin kuşağı, gelinin babası veya abileri tarafından takılır.
Düğünler kalabalık bir katılım ile yöresel kıyafetler ve müzikler eşliğinde gerçekleştirilir. Düğünde geline kilosunca altın takılır. Düğün sonrasında ise gelin ve damat eve girerken önce içi para ve şeker dolu bir testi kırılır, evlerinin bolluk bereket içinde olması dilenir, dualar edilir. Gelin eve girmeden önce ayağının altına bir koyun postu serilir. Bu ritüel ile gelinin evlilik hayatı boyunca koyun gibi uysal olması istenir.
Düğün ve evlenme süreci bu yörede kutsal bir olayın başlangıcı olarak kabul edilir. İlk başta erkek tarafının ailesi kızı görmeye gider beğenirlerse ikinci defa erkekle giderler. Kız ve erkek birbirini görür sonra istemek için kız tarafından haber beklerler, o sırada kız tarafı erkek tarafını araştırır ve uygun bulurlarsa kız tarafı erkek tarafını yeniden çağırır ve kız istemeye gidilir. Tatlılar eşliğinde söz kesilir. Düğünlerin ise en belirgin adetlerden biri "toy düğünü"dür. Toy düğünü, genellikle erkek tarafının evinde gerçekleştirilen bir kutlamadır. Davul, zurna ve bağlama eşliğinde yapılan bu törende, misafirlere yöresel yemekler ikram edilir ve halk oyunları oynanır. Diğer bir ilginç adet ise "kına gecesi"dir. Gaziantep düğünlerinde kına gecesinde, gelinin ellerine ve ayaklarına kına yakılırken, kadınlar arasında eğlenceli sohbetler ve şarkılarla dolu bir atmosfer oluşur. Ayrıca, Gaziantep düğünlerinde "bohça gösterme" adeti de sıklıkla gerçekleştirilir. Damat tarafı, gelin için hazırlanan bohçayı düğün öncesinde misafirlere göstererek, gelinin donanımlı bir şekilde evliliğe adım atacağını ifade eder.
Şanlıurfa'da düğünler, coşku ve neşeyle kutlanırken aynı zamanda geleneksel ritüelleri de bünyesinde barındırır. Düğünler genellikle "cıbıkk" adı verilen açık hava alanlarında gerçekleşir ve halkın katılımıyla büyük bir şölene dönüşür. Şanlıurfa düğünlerinde, "sıra gecesi" adı verilen özel bir etkinlik düzenlenir. Bu gecede davetliler, geleneksel müzikler eşliğinde oyunlar oynar, halaylar çeker ve doyasıya eğlenir. Ayrıca düğünlerde "zarbeyi" adı verilen bir oyun da oynanır. Zarbeyi, damat ve arkadaşları arasında gerçekleşen bir atışma oyunudur ve düğüne renk katar. Şanlıurfa düğünlerinde unutulmaz bir lezzet deneyimi de yaşanır. Özellikle kebap çeşitleri, pilav, etli yaprak sarması ve meşhur Urfa lahmacunu gibi yöresel lezzetler davetlilere ikram edilir. Şanlıurfa'nın özgün düğün adetleri, bu bölgenin zengin tarihi ve kültürel dokusunu yansıtırken aynı zamanda misafirlere unutulmaz bir deneyim sunar.
Düğünler genellikle büyük ve kalabalık bir şekilde kutlanır, aileler ve komşular bir araya gelir. Erzurum'da düğünler genellikle kış aylarında gerçekleşir ve "gelin alma" adı verilen geleneksel bir törenle başlar. Damat, ailesi ve yakınları tarafından gelinin evine gidilerek, onu almak üzere davet edilir. Bu tören, samimi bir buluşma ve ailelerin kaynaşması anlamını taşır. Düğünlerde yöresel kıyafetler giyilir ve özellikle kadınlar renkli başörtüler ve geleneksel elbiselerle şıklıklarını sergiler. Erzurum düğünlerinde, "davul-zurna" ekibi önemli bir yer tutar. Davul ve zurna eşliğinde oynanan oyunlar, halaylar düğünlere enerji ve coşku katar. Ayrıca düğünlerde "kılıç oyunları" da gerçekleşir. Gelin ve damat, kılıçlarla gösteri yapar ve bu adet, tarihi bir geçmişe ve savaşçı kültüre bir gönderme olarak değerlendirilir.
Sivas'ın geleneksel düğünleri, zengin bir kültürel dokuya ve toplumsal dayanışmaya sahiptir. Genellikle bahar ve yaz aylarında gerçekleştirilen düğünler, köy meydanlarında veya bahçelerde düzenlenir ve büyük bir coşkuyla kutlanır. Düğünlerin başlangıcında davul-zurna eşliğindeki gelin alma merasimi yapılır. Gelin, süslü bir arabaya bindirilerek damat evine götürülürken, çevredeki insanlar düğün alayına eşlik eder.
Düğünlerde Sivas'ın meşhur yemekleri davetlilere ikram edilir ve misafirler doyasıya ağırlanır. Geleneksel olarak düğünlerde tandırda pişirilen et yemekleri, etli pide ve mantı gibi lezzetler sıklıkla tercih edilir. Ayrıca, düğünlerde lokum ve şekerleme gibi tatlılar da davetlilere sunulur. Sivas'ın düğünlerinde yöresel halk oyunları oynanırken, sazlı-sözlü müzik eşliğinde coşkulu danslar sergilenir. Davetliler arasında geleneksel kıyafetler tercih edilir ve bu kıyafetler düğüne renk katar.
Düğünler eskiden beri bütün köyün, ilçenin evlenen çift ve akrabaların en çok eğlendiği organizasyon olmuştur. Ege yöresinde ise bazı köy ve kasabalarında halauzun süren düğünler yapılmaya devam ediyor. Üç gün üç gece süren düğün geleneği evlenen çiftin maddi durumuna göre devam ettirilmeye çalışılan gelenek ve görenekler arasında…
Afyonkarahisar düğünlerindeki en dikkat çekici adetlerden biri "gömlek giydirme" geleneğidir. Bu adette, damat tarafından gelin için hazırlanan özel bir gömlek, gelinin başında yer alan erkek akrabalar tarafından giydirilir. Bu adet, gelinin damadın ailesi tarafından kabul edildiğini ve yeni ailesine ait olduğunu simgeler. Diğer bir ilginç adet ise "tirit aşı" geleneğidir. Düğünlerde genellikle tirit aşı ikram edilir. Bu, gelin ve damadın birbirlerini sevgi ve sadakatle besleyeceğini temsil eder. Ayrıca, düğünlerde at üzerinde yapılan "kepçe oyunu" da Afyonkarahisar'ın ilginç düğün adetlerinden biridir. Damat, gelini kucağına alarak at üzerinde bir süre dolaşır ve bu sırada gençler çifti takip ederek şarkılar söyler ve dans eder. Bu adet, genç çiftin mutluluğunu ve sevgisini kutlamak amacıyla gerçekleştirilir.
Düğünler, genellikle ilkbahar ve sonbahar aylarında yapılır. Düğün başlamadan bir hafta önce damat herkesin görebileceği bir direğe bayrak asar. Bayrak asarken iki el ateş edilir.
Düğün öncesinde yapılan kına gecesinde gelin özel bir elbise veya gelinlik giyer. Gelinin başına “pullalı” adı verilen bir örtü örtülür, el ve ayaklarına kına yakılır. Kına yakılırken gelini ağlatmak amacıyla ağıtlar söylenir ve gelin ağlatılır.
Bazı köylerde gelin alma işlemi süslenmiş bir atla yapılmaktadır. Gelin atın üzerine bindirilmeden önce damadın annesi tarafından hazırlanan buğday, pirinç, leblebi, nohut, şeker, para karışımı bereket getireceğine inanılarak gelinin başından atılır.
Bazen damat gelini teslim alamadan önce kız yakınları ve kendi arkadaşları tarafından sınava tabi tutulur. Kızgın toprağın üstünde yalın ayak oynama, kahve pişirme, davetlilere ikram etmek için dut toplama gibi sınavlardan geçer. Damada o an ne yaptırılacağı davetlilerin tamamen hayal gücüne kalmıştır.
Düğünler ise çalgılı ve mevlütlü olmak üzere iki türlü yapılır. Eğer çalgı ile yapılacaksa, çalgılar birkaç hafta önceden tutulur. Mevlütle yapılacak düğünlere gelecek olan hocalara da önceden haber verilir.
İzmir düğünlerinin vazgeçilmez unsurlarından biri, "Kına Gecesi" olarak bilinen ritüeldir. Bu gecede geline, yakın arkadaşları ve aile fertlerinin de olduğu bir kutlama ile ellerine kına yakılır ve güzel müzikler eşliğinde dans edilir.
İzmir düğünlerinde, genellikle deniz kenarında veya bahçelerde düğün törenleri gerçekleştirilir. Düğünlerde zengin Ege mutfağından yemekler davetlilere ikram edilir. İzmir'e özgü meze çeşitleri, zeytinyağlı yemekler, balık ve deniz ürünleri genellikle menülerde yer alır.
İzmir düğünlerinde eğlence de önemli bir yer tutar. Canlı müzik eşliğinde geleneksel danslar sergilenir. Ayrıca, düğünlerde sıklıkla müzik grupları veya DJ'ler görev alır ve gece boyunca dans pisti hiç boş kalmaz.
İzmir’deki en ilginç adet ise "tel kırma" geleneğidir. Gelin ve damat, düğün gecesi birbirlerine tel kırma töreniyle sadakatlerini simgelerler.
Kütahya'da düğünler genellikle geleneksel bir şekilde kutlanır ve yerel kültüre bağlılık gösterir. Düğünlerde "köçek" adı verilen erkek dansçıların ve "şaman" adı verilen figürlerin gösterileri oldukça popülerdir. Bu danslar ve gösteriler, düğün atmosferine ayrı bir renk ve canlılık katar. Ayrıca Kütahya'da "çeyiz sandığı" adı verilen bir adet de bulunmaktadır. Gelin ve damat, düğünden önce çeyiz sandığı içindeki eşyaları birlikte açarlar ve aileye ait olan değerli eşyaların paylaşımını gerçekleştirirler. Bu adet, aile birliğini ve dayanışmayı ifade eder.
Trakya yöresinden kız almak oldukça zor “kız evi naz evidir” deyimi burada hala yaşatılıyor. Kendinizi bir anda üç defa kız istemeye giderken bulabilirsiniz.
Bir gelenek olarak kız isteme törenleri Pazartesi ve Perşembe günleri yapılıyor. Kahve yapılırken eğer oğlan tarafına kahve şekersiz giderse kız gönülsüz şekerli giderse evlenmeyi istediği anlamına geliyor. Bu günlerde ise birçok yörede kız tarafı damat adayının kahvesine tuz atar. Damadın kahveyi sonuna kadar içmesi beklenir. Bu da erkeğin evlenmeyi ne kadar istediğinin göstergesi anlamına geliyor. Kız evi naz evidir, en nihayetinde Edirne’de kız verilecekse oğlan tarafı kız evine üç defa ziyarette bulunur. Üçüncü gelişlerine kadar damat araştırılır soruşturulur, kız tarafı beğenirse üçüncü kez davet edilir ve “gelin mendilinizi alın” denir. Düğün gününün en önemli kısmı düğün alayıdır. Damat daha önce hazırlanmış çerez ve şekerleri etrafa saçar. Bir rivayete göre ise bekar genç kızlar o şekerlerden birini yastığının altına koyarsa rüyasında evleneceği kişiyi görür.
Tekirdağ ve Kırklareli düğünlerinde genellikle zeybek oyunları büyük bir öneme sahiptir. Davul zurna eşliğinde oynanan bu oyunlar, düğün atmosferine enerji ve coşku katmaktadır. Bir diğer ilginç adet ise "başbağlama" adı verilen gelenektir. Düğünlerde gelin ve damat, başlarına özel bir şekilde bağlanan örtülerle birlikte düğün salonuna girerler. Bu adet, çiftin birlikte yeni bir hayata başladığını simgeler. Ayrıca Tekirdağ ve Kırklareli düğünlerinde, gelin ve damadın üzerlerine mavi kurdele takılması da yaygın bir uygulamadır. Bu kurdeleler, kötü enerjiden korunmak ve bereketli bir evlilik süreci geçirmek amacıyla kullanılır.
Karadeniz yöresinden de kız almak oldukça zor. Günümüzde bütün adetler yapılmasa da Karadeniz'de babalar kızlarından kolay kolay vazgeçemiyor. Ancak söz verilmişse nişanla beraber imam nikahı kıyılıyor yani ailenin gözünde çift evlenmiş oluyor. Nişan yapılmasıyla beraber damat adayları için zor ama eğlenceli bir süreç başlıyor demektir.
Kız istemeye giden erkek tarafı ilk gidişinde kızı alamaz. Kız evi kendini naza çeker “kader, kısmetimizde varsa olsun biz bir düşünelim” deyip, oğlan tarafı gönderilir eğer olumlu ise bir daha çağırırlar ve bu sefer kız verilir, söz nişan tarihi belirlenir. Nişanın olacağı gün imam nikahı kıyılır. Düğün günü kız evinin eşiğine adım atmadan önce evin çatısına testi koyulur ve damattan testiyi vurması istenir.Damat testiyi vurabilirse, gelin eve girer vurmazsa damada ceza kesilir ve para istenir.
Kız kaçırma olaylarının en çok görüldüğü kentlerden biridir Trabzon. Eğer aileler arasında husumet varsa gözü kara aşıklar birbirlerine kaçarlar. Eğer gençleranlaşmışlar ise aileler devreye girer kız istemeye gidilir burada da kız ilk seferde verilmez. Kız tarafı sonrakigörüşmelerde razı olursa söz kesilir. Bir küçük bahşiş sonunda kızın nüfus cüzdanı ailenin en büyüğüne işlemeli mendil ya da zarf içinde verilir. Düğün günü kız evden çıkmadan kapıya kaşık koyulur ve gelin kaşığı kırıp evden öyle çıkar. Böylece kırıcı olabilecek davranışlarını baba evinde bıraktığını temsil eder.
Giresun'da düğünler genellikle deniz manzaralı mekânlarda gerçekleştirilir ve deniz temalı detaylarla süslenir. Giresun düğünlerinde "ceviz kırma" adı verilen adet oldukça yaygındır. Gelin ve damat, düğün gecesi birlikte bir ceviz kırarlar ve içinden çıkan bademlerin sayısı, çiftin evlilik süresince çocuk sahibi olacağına dair bir işarettir. Bu adet, çiftin bereketli bir evlilik geçireceğine inancı yansıtır. Giresun'da düğünlerde ayrıca yöresel kıyafetlerin tercih edilmesi ve geleneksel müziklerin çalınması da yaygındır.
Artvin'de düğünler genellikle geleneksel halk oyunları ve müziklerle renklendirilir. "Horon" adı verilen coşkulu danslar, davetlileri eğlenceye sürükler ve düğün atmosferini canlandırır. Ayrıca Artvin düğünlerinde "davulcu" adı verilen bir figür yer alır. Davulcular, düğün konvoyuna eşlik ederek ritmik bir şekilde davul çalar ve davetlilere enerji katar. Düğünlerde "gelin alma" adeti de önemli bir gelenektir. Gelin ve damadın bir araya gelmesi için gelinin evinden damadın ailesi tarafından düzenlenen bir alıç töreni gerçekleştirilir. Bu adet, çiftin birlikteliğinin resmi olarak başladığı anı simgeler.
Samsun'da düğünler genellikle canlı müzik ve eğlenceli danslarla renklendirilir. "Kırmızı Fular" adı verilen bir adet, Samsun düğünlerinin karakteristik bir özelliğidir. Düğünlerde gelin ve damada kırmızı bir fular bağlanır ve çift, bu fuları birlikte koparırlar. Bu adet, beraberliklerinin ve dayanışmalarının sembolüdür. Ayrıca Samsun düğünlerinde "şalvarlı gelin" adeti de sıkça görülür. Gelin, geleneksel şalvar kıyafetiyle gelinlik yerine tercih edilir ve bu, Samsun'un yöresel kültürünü yansıtır. Samsun'da düğünlerde geleneksel oyunlar oynanır, davetliler eşlik eder ve birlikte eğlenceli anlar yaşanır.
Balkanlar, çeşitli etnik grupların ve kültürlerin buluştuğu bir bölge olup, düğün adetleri de oldukça zengin ve çeşitlidir. Örneğin, "bračno stablo" adı verilen geleneğe göre, düğün salonunda gelin ve damat aile ağacı figürüyle karşılanır ve bu figürde yer alan her dal, çiftin ailelerini temsil eder. Ayrıca Balkan düğünlerinde "kolo" adı verilen toplu danslar yapılır. Davetliler el ele tutuşarak bir halka oluşturur ve geleneksel müzik eşliğinde oynarlar. Bu danslar, birlik ve dayanışma ruhunu yansıtan önemli bir adettir. Balkanlarda düğünlerde sıklıkla kullanılan "peškir" adı verilen bir havlu, çiftin omuzlarına atılır ve evliliklerinde bereketli olmaları temennisiyle bağlanır. Bunun yanı sıra Balkan düğünlerinde çeşitli oyunlar, şarkılar ve hediye takdimleri de gerçekleşir.
Arnavut düğünleri, benzersiz ve ilginç adetlerle doludur. Arnavut düğünlerinde "Çifteli Dansı" adı verilen geleneksel bir dans büyük önem taşır. Bu dans, gelin ve damadın önderliğinde gerçekleştirilir ve davetlilerin katılımıyla coşkuyla oynanır. Ayrıca Arnavut düğünlerinde "Shqiponja" adı verilen kartal figürleriyle süslenmiş bayraklar kullanılır. Bu bayraklar, Arnavutluk'un ulusal sembolüdür ve düğünlerde gurur ve vatanseverlik duygularını yansıtır. Arnavut düğünlerinde "plisi" adı verilen geleneksel şapka ve "xhubleta" adı verilen geleneksel yelek de gelin ve damat tarafından giyilir. Bu kıyafetler, Arnavut kültürünü ve mirasını yansıtan önemli bir simgedir. Arnavut düğünlerinde ayrıca davul-zurna çalınır, havai fişekler patlatılır ve eğlenceli oyunlar oynanır. Bu adetler, düğünleri renklendirir ve Arnavut halkının neşesini yansıtır. Arnavut düğün adetleri, kültürel zenginliği ve misafirperverliğiyle bilinen bu ülkenin düğünlerine benzersiz bir atmosfer katar.
Boşnak düğünlerinde "sarač" adı verilen bir tören önemli bir yer tutar. Bu törende, gelin ve damadın başının üzerinde renkli kurdela ve kumaşlarla süslü bir çadır kurulur ve çift burada özel bir seremoni ile karşılanır. Ayrıca Boşnak düğünlerinde "koleda" adı verilen bir dans oynanır. Bu dans, genellikle kadınların bir daire oluşturarak ellerini birleştirdiği ve ritmik hareketlerle eşlik ettiği geleneksel bir gruptur. Boşnak düğünlerinde ayrıca "čojstvo i junaštvo" adı verilen bir etkinlik de gerçekleştirilir. Bu etkinlikte, gelin ve damadın yakınları arasında atışmalar ve komik diyaloglar yer alır, davetlileri eğlendirir. Boşnak düğünlerinde bol miktarda müzik ve dans da yer alır, davetliler enerjik bir atmosferde eğlenir.
Azerbaycan düğünlerinde ilginç ve renkli adetler yer alır. Bir örnek olarak, düğünlerde "kelaghayi" adı verilen geleneksel başörtüleri önemli bir yer tutar. Gelinler, bu renkli ve desenli başörtülerle süslenir ve gelinliklerini tamamlarlar. Azerbaycan düğünlerinde "tar" adı verilen geleneksel bir müzik aleti de sıklıkla çalınır. Bu telli çalgı, düğünlerde canlı müzik performanslarına eşlik eder ve davetlileri eğlendirir. Azerbaycan düğünlerinde ayrıca "çeyiz alma" adeti deyaygındır. Damat, gelinin ailesine çeyiz bedelini öder ve çeyiz eşyaları gelin tarafından hazırlanarak damat evine götürülür.
Ayrıca düğünlerde nikah da kıyılarak ve çiftin evliliklerine dair yasal işlemler tamamlanır. Ayrıca Azerbaycan düğünlerinde "yığma" adı verilen bir dans gelenektir. Gelin ve damadın öncülüğünde gerçekleşen bu dans, davetlilerin katılımıyla birlikte coşkulu bir şekilde oynanır.
Bu topluluklarda düğün adetleri, toplumun birliğini ve dayanışmasını yansıtan önemli ritüeller içerir. Bir örnek olarak, "kamçı oyunu" adı verilen bir adet yaygın olarak uygulanır. Düğün gecesi, gelin ve damadın elinde bulunan kamçıları birbirlerine doğru sallamaları istenir ve bu adet, çiftin arasındaki iletişimi ve uyumu simgeler. Ayrıca eski Türk topluluklarında düğünlerde atlı gösteriler de gerçekleştirilir. Gelin ve damat, süslü atlarla birlikte düğün konvoyuyla birlikte ilerler ve bu gösteri, güç, cesaret ve refahın sembolüdür. Eski Türk topluluklarında düğünlerde ayrıca davul-zurna eşliğinde oynanan geleneksel danslar ve atışmalar da yer alır.
Düğünler genellikle büyük bir coşku ve kutlama ile gerçekleşir. Eski Türk topluluklarında, düğünlerde kırmızı renk önemli bir sembol olarak kabul edilir. Gelinin ve damadın üzerine kırmızı kıyafetler giyilir ve süslemelerde kırmızı ağırlıkta kullanılır. Ayrıca düğünlerde atlı kafileler düzenlenir. Bu atlı gösteriler, kahramanlık ve gücün sembolüdür. Düğünlerde ayrıca danslar, müzikler ve yemekler de büyük önem taşır.